Soruyu önce kendimi sordum yanıt bulamayınca, boş durmadım ve bir hafta sonu Beşiktaş meydan da konu üzerine bay/bayan birçok kişiye ne ister sorusunu yönelttim ve tek kelimelik yanıtlar istedim. Kadınlar; "bilemedim, sevgi, saygı, güçlü, hoş muhabbet, para, araba benzer kelimeler; ancak bir bayan enteresan yanıt verdi "alışkanlıkların değiştirilmesi" deyince dikkatimi çekti ve neden bunu söylediğini sorduğumda, "hayatımız bize tahsis edilmiş özel bir yaşam biçimi. Dünya üzerinde milyarlarca insan var; ancak her ne kadar ortak koşullarda yaşasak yada yaşamaya çalışsak da, bireyin özeline indiğinizde, ortak görünen düşünceler dahi bir noktada bireyi özel olduğuna ve kendisinin daha değerli olduğuna inanmaya başlıyor. Kişi kendine özel değerleri oluşturduğunda bu zamanla alışkanlıklara dönüşüyor ve değişmesi değiştirilmesi zor bir duruma geçiyor ve sonuç kaçınılmaz" yanıtını aldıktan sonra kafamda soru işaretleri ile beraber alacağım yanıtları tek kelimelik olmaktan çıkardım ve devam ettim. Başka bir bayan arkadaşımız "kadınların oyun kaybetmekten çok, gerçekleri kaybetmekten korktuğunu ve bu durumun üzüntüye sebep olduğunu belirtti. Gerçekleri kaybetmemek için onlara sıkı sıkıya tutunduklarını ve hayata bu şekilde bağlandıklarını, kadınlar birini sevmişse onun için çok emek verdiğini, çok mücadele verdiğini tüm bunların sonunda değere karşılık değersiz kaldığını hissettiğinde dönüşü olmayan bir yola girer ve vazgeçer. Birde kadınlar tatlı ister, profiterol ister, nutella ister Başka bir bayan arkadaşımız ise; "Konfor alanlarına müdahele edilmesini kesinlikle istemez. Aile kavramı çok önemli olduğu için mutlu bir aile’de yaşamak ister. Sadakat ve huzur en önemli kavramıdır. Sorunlu insanları çevrelerinde istemez. Devamlı sorun çıkarıp, sakin bir şekilde düşünebilmesini engelleyen insanı hayaında istemez. Onu her konuda anlayan ve destekleyen bir saatten sonra çok iyi bir arkadaş olan hayat arkadaşı ister. Ona güven vermeyen her durumdan uzak durmak ister. ( Güvensizlik, sadakatsizlik, ihanet, aldatılmak belki de en korku verici olanı). Sana senin ne kadar önemli, değerli ve vazgeçilmez olduğun mesajını veren dostlar ve birliktelikler ister."

Ne istediğime biraz yorulunca karar verdim ve kendime kahve ısmarladım. Kahvemi yudumlarken, aşığı olduğum İstanbul boğazının mavi sularını da izlemeye başladım. Bir yanımda kahve diğer yanda boğaz manzarası ile kendi iç dünyamla konuşmaya başladım. Ne istediğimiz ihtiyaçları anlık değişmesinin sebebi içinde bulunduğumuz duruma göre değişiyormuş bunu da farkettim

Kahvemi içip, boğaz manzarasına doymadan erkekler ne ister sorusuna yanıt aramaya çıktım. İlk yanıt "para" oldu, devam ettim "araba, sevgili, iyi bir iş, gelecek, iyi bir üniversite, saygı, sevgi, güzel bir eş, iyi bir evlat yetiştirmek isterim !....erkekler daha yüzeysel ve net olmuştu sanırım. Güneş yavaş yavaş kaybolmaya başlamış bende yorulmuştum artık. Daha fazla geç olmadan işlerimi neticelendirip evin yolunu tuttum. Tüm yanıtlara yazamıyorum; genelleme yaparak yazdım. Şimdi biraz da genel itibari ile uzmanlar bu konularda neler söylemiş bakalım.

"Şimdiye dek yanıtlanamayan ve benim de kadın ruhu üzerinde otuz yıldır yaptığım çalışmalarıma karşın yanıtlayamadığım soru...Kadın ne ister?" der SIGMUND FREUD....

"Ahh siz erkekler, fareden farkınız yok" der Erica Jong Erkek milletinin kötü yanı, herkesten her zaman saygı görmek istemesinde yatar. Kadın ise, hayatın her alanında yanlış anlaşılmış ya namus değerlerinin yada günahların bilişimi olarak görülmüştür.

Birçok araştırmalara konu olmuş, psikoloji alanınında önemli yer edinmiş, kitaplara konu olmuş, araştırmalar yapılmış, birçok sosyal deneyler yapılmış, filmlere konu olmuş; ama günümüzde halen devam etmekte olan benim de bir türlü işin içinden çıkamadığım bir durum "NE İSTİYORUZ?"

Sorunun cevabı, yaşadığımız bölgeye, yaşadığımız hayata, yaşımıza, ekonomik durumumuza, eğitim durumumuza, medeni durumumuza vb....durumlara göre değişiklikler gösterse de kadın ve erkek için ağırlıklı ortak buluşma noktası kendi mutluluğumuz olarak ön plana çıkıyor. Kendimizin mutlu olması demek, ilerleyen zaman diliminde bir aile olma yolunda bireysel mutlu olma tatminliğinden kurtulamadığımız için kadın & erkek ne ister sorusu ile yaşamaya alışmaya çalışıyoruz yada alışıyoruz. Belki de, benlikten çıkıp bizliğe adım adım atamıyoruz yada atmak istemiyoruz. Bunun da temelinde alışkanlıklarımızdan vazgeçemediğimiz yatıyor.

Otuz yıl bir kadının ne istediğini anlamak için bence çok uzun bir süre. Bu kadar süre anlamak için çaba gösterilir mi? Bu cümle bilim insanı olan Freud u eleştirme anlamında değil yanlış anlaşılma olmasın Kadınların anlık değişimleri neden kaynaklanıyor? ve neden son bulmuyor? muhtemelen işin bu kısmı önemli uzun soluklu bir araştırma gerektirdiğinden kaynaklanıyor olmasındandır.

Gün geçmesin ki, çekingen olan, çığırtkan olan, somurtan, hep gülen, sürekli ağlayan, naz yapan/yapmayan....erkek ve kadınlarla karşılaşmayalım. Bir erkek olarak öylesine duygusal biriyim ki, dramatik bir durum göreyim göz yaşlarımı tutamam. Bu durum beni ister istemez karşımdaki herkesin aynı şekilde olması gibi ve davranması gerektiğine itiyor. Doğru mu bu? tabi ki hayır. Bazen de çok hırçın oluyor karşımdaki kişinin de bu hırçınlığa aynı şekilde yanıt vermesini istiyorum. Doğru mu bu? tabi ki hayır. Gün geçmesin ki, istekler bitmesin.

Sonsuz istek ve arzularla kaplı, müthiş bir donanımla yaratılmışız. Bunun bilincinde olalım yada olmayalım sonsuz istek arzular içindeki hayallerimizin sonuna koyacağımız bir nokta yok. Bu durum ister istemez bizi anlaşılmaz biri durumuna getirebilir. Birde bu durumun karşılıklı pekiştirilmesi gerçeği var. İş bu noktaya geldiğinde kırılma noktaları yaşanabiliyor. Peki bu durum tatmin noktası mı? yoksa alışkanlık mı? Tüm herşey sanki alışkanlıklarımızın arkasına gizlenmiş, kadın ve erkeğin hayatını biz yapma noktasına geldiğinde gün yüzüne çıkmaya başlamış. Bu durumu sadece evlilik olarak algılamayın lütfen. İş hayatında kadın/erkek, okul hayatında kadın/erkek, toplu taşımada kadın/erkek, evlilik hayatında kadın/erkek...Hayatın akışına tümüyle bakmak gerekir ve değerlendirmeleri ona göre yapmak gerekir. Ortak bir alışkanlık belirleyip ilerlemek gerekebilir bazen "TEBESSÜM". Herşeyin anahtarı gibi gözüküyor.

Charles Duhigg, "Alışkanlıkların Gücü" isimli kitabında alışkanlıklarımıza güzelce değinmiş ve bazı önerilerde bulunmuştur. Özetle, öncelikle alışkanlığımızın ismini belirleyelim, kısaca değiştirmek istediğiniz davranış da diyebiliriz. Muhakkak rutin davranışlarımızla tanışmamız gerekiyor. Alışkanlığımızın değişmesini istiyorsak, kendimizi ödüllendirelim. Alışkanlıklarımızı harekete geçiren unsurları tespit edelim. Son aşamada ise artık alışkanlığımızın yerine yenisini koyabiliriz. Planımızı yapalım, her ne kadar zorlansak da plana uymaya çalışalım.

Kadın ve erkek ne ister? "alışkanlıklarımızı tespit edip düzeltmeleri yaptıktan sonra, tebessüme geçtiğimizde" sorunun yanıtı ortaya çıkacak gibi. Yüzünüzden gönlünüzden tebessüm eksik olmasın.