Uzunca bir aradan sonra mevsiminin de gelmesi üzerine 12 Ekim Cumartesi sabah saatlerinde olta ve malzemelerimi alarak Kandilliye doğru yola çıktım. Sabah 7 gibi, suyun çarşaf gibi olması ve balıkların çok yakında yüzmeleri beni çok sevindirdi. Küçük balığı muhtemelen çinekop yada sarıkanat kovalıyor olması lazım ki, bende hemen çinekop çaparisi takarak avlanmaya başlandım. Bir iki atıştan sonra çapariye birşeyler gelmedi. Ulen balıklar su üstüne atlıyor ama oltaya bişiler gelmiyor. Çapari değiştirip istavrite geçtim. Yakın mesafede avlanmaya başladım. Yavaş yavaş balıkları almaya başladım. 3 erli 5 erli derken, oltaya büyük balık takıldı. Oltayı çok salladı, bir çekersin ki, zargana. Meğer balıkları kovalayan zargana imiş. Saat 10 a doğru avlanmayı bıraktım. Zaten rızkım çıkmış 2 kiloya kadar balık almışım çok şükür. Güzel bir avlanma ile güne merhaba demiş olduk. Yalnız saat 10 dan sonra hava döndü kuzeyden esmeye başladı. Deniz biraz kabardı. Ertesi gün şilede tekne ile açılıp lüfer ve levrek avı yapacaktık; ancak tekne sahibi hava değişimi nedeni ile iptal etti. Uzun zamandır hayali ile yaşadığım lüfer ve levrek avı heyecanı başlamadan bitti. Ne derler bilirsiniz işte "bunda da hayır vardır"
Yorumlar (0)