MAKRO ENFLASYON MİKRO YAŞAM
Makro şakaların içinde mikro gülmelerimizle hayatımıza renk katan ve 7' den 70' e herkesin de alanında uzmanlaştığı ekonomi finansal okurluğumuzla günlük seyrimize aynı dedikodu ve söylemlerle devam ediyoruz.
Makro enflasyon içinde mikro dedikodular;
- Yağ fiyatları bilmem şu markette indirime girmiş,
- Yakıt fiyatlarına bugün indirim gelecekmiş,
- Elektrik, su, doğalgaz faturaları ne kadar geldi?
- Ekmek fiyatları ne zaman artacak?
Benzer dedikodular, mikro yaşantıların vazgeçilmez finansal okurluğun da zirvesini yapmış söylemleridir.
Mikrolar için verilen küçük ama iadesi büyük işler alt alanları her zaman oyalamaya yeterli olacak, olmaya devam edecek. Bu alan için kafayı dışarı çıkarmaması için yeterli olan konular, zihnimizin, vücudumuzun tüm hücrelerini sarmış durumda...
Liberal ekonomilerin işlendiği alanda, kazananlar ve kaybedenler her zaman bellidir. Kazananların daha çok kazanmaya hırslandığı; ancak kaybedenlerin de kaderine yorduğu hayatların biçimidir. Kadercilik, hayatı sırtlanmış, yaşamın kamburunu asla üzerinden atamayan, atmak istemeyenlerin sembolüdür olmaya devam edecektir.
Eğitimle başlayan serüven, kariyer hayatı ile devam eder; ancak asla tamamlanmaz. Her yıl farklı konular, hedefler, performanslar vb...içinde kaybolan zihinler....
Mikro enflasyon yaşayıp, makro dedikoduların yaşandığı alanlarda ise;
- Kazanç tutarlarının iyice arttığı,
- Vergisel yüklerden kurtulmanın metotları,
- Daha çok, daha çokların konuşulduğu,
- Az kazanç, çok emeklerin alındığı...
Benzer hedefler asla bitmedi, bitmeyecek. Ekmeğini yemek deyimi çalışanların kendilerine uydurduğu bir kelime oyunu ile parası olana boyun eğdiren bir tamamlama ile çoklar içinde dolaşır durur. Aslı ise, ekmeği yiyen işverendir ki, 10' ların, 100' lerin, 1000' lerin emeklerinin karşılığı olan ekmeklerini afiyetle yer tüketir. Kimse de aksini düşünmez.
Hayata bakış, insanın yaşama alanı kadardır. Bu kabuğun dışına çıkılmasına konjonktür asla müsaade etmiyor, etmeyecek gibi. Makro enflasyon olan yerde vatandaş ve tüccarlar vergilerden dolayı kafasını yukarı kaldırıp gökyüzündeki hareketleri asla izlemek aklına gelmez, gelmeyecekte.
Makro dalgalanmaların çözümü, tasarruf yaşamları tavandan tabana doğru gitmeli ki, makrolar ve mikrolar arasındaki uçurumlar son bulsun.
Şimdi biraz daha konuyu detaylandıralım. Boşa mı? doluya mı? kürek çekiliyor anlamaya çalışalım.
Patent İşbirliği Anlaşması (PCT) aracılığıyla yapılan uluslararası patent başvuruları, 2021'de %0,9 artarak 277.500 başvuruya ulaştı. Asya %54,1 oranıyla uluslararası patent başvurularında başı çekti.
- Çin, 69.540 başvuru ile 2021 yılında en fazla PCT başvurusu yapan ülke oldu.
- ABD, 59.750 başvuru
- Japonya, 50.260 başvuru
- Güney Kore, 20.678 başvuru
- Almanya, 17.322 başvuru….
Patent, kelime anlamı ile “buluş” demektir. Bu buluşlar Patent ile belgelenir buluş sahibi yada ülke tarafından koruma altına alınmış olur.
Bu buluşlar kişinin yararına olur yada olmaz yapılacak çalışmaların devamında olan bir durumdur ki, ülke vatandaşlarının ağırlıklı olarak nelerle uğraştıklarının göstergesidir.
- Eğitim
- Sağlık
- Bilim
- Ekonomi
- Siyaset
Bu başlıklar altında üstüne yenisini koyamıyorsanız yerinizde sayıyorsunuz demektir. Çok basit bir örnekle; bir takım tutarsın, izlersin, destek verirsin ama kaymağını oynayanlar yer. Sana ne mi kalır maçın yorumunu yapmak ve karşı takım taraftarı ile birbirini yemek….
İşte tam da burada mikro yaşamlar başlıyor ve makro enflasyona kadar gidiyor.
Aradaki uçurumları yok etmenin tek çözümü, tasarruf tavandan tabana doğru giderse ve doğru bir şekilde giderse herşey çizgisinde olmuş olur. Aksi durumda gazel dinlemenin ötesine geçmez.
Az da olsa zihni saran sarmaldan sıyrılıp gökyüzünü izleyin. Fırsatınız olursa beton blokların ötesini görebileceğiniz alanlarda durup daha ileriye bakıp hayal kurun.
Sayılı olan günlerinizi makro enflasyona kurban etmeden önce mikro yaşantıdan sıyrılmanız dileğiyle…
Saygı ve Sevgilerimle…
Yorumlar (0)